CİNSEL ROLLER

CİNSEL ROLLER

Cinsellik bir içgüdüdür, biyolojik bir dürtüdür; ama bu dürtü belirli toplumsal roller çerçevesi içinde etkinlik gösterir. Cinsiyetin biyolojik yanını tanımlamak için "kadın" ve "erkek" sözcükleri kullanılır. Penis, erbezi, kıllı vücut gibi bazı biyolojik özelliklere sahip olan bireylere "erkek", dölyolu, şişkin göğüs gibi biyolojik özelliklere sahip olanlara da "kadın" denir. Buna karşılık cinsel rolleri tanımlamak için "kadınca" ve "erkekçe" sözcüklerine başvurulur. Bu terimler, belirli davranış ve düşünüş biçimlerinin kadınlara, başka bazı davranış türlerinin de erkeklere özgü olduğunu anlatır.

Kadın veya erkek, kendi cinsiyetine yüklenen ya da yakıştırılan davranış biçimlerinin dışına çıktıkları zaman da, kadına "erkeksi" erkeğe de "kadınsı" sıfatları uygun görülür. Cinsel rollerin en eskisi ve çok geniş toplum kesimlerinde hala geçerliliğini koruyanı, "zayıf ve korunmaya muhtaç kadın" ile "güçlü ve koruyan erkek" rolleridir.
 
İçinde yaşanılan toplumun özelliklerine göre, kadının bu rolüne öğeler de eklenebilir: erkeğin kendisine kapıyı açıp yol vermesi, sigarasını çantasından çıkardıktan sonra yakılmasını beklemesi, lokantalarda ve yolculuk sırasında hesabın erkek tarafindan ödenmesi gibi.

Kadının bu"aciz","zayıf"ve"yardıma muhtaç"toplumsal rolü,giydiği elbise ve ayakkabılar tarafindan da vurgulanmaktadır: yürümeyi zorlaştıran, çevik hareketleri önleyen yüksek topuklu ayakkabılar, rahat davranışları engelleyen süslü,fırfırlı etekler.
Buna karşılık,erkek de rahat giyimi içinde, pratik,hesabı ödeyen ve yanındaki kadının "güçsüzlüğünü" büyük bir hazla kabullenmiş bir aktördür.

Oryantal toplumlarda "güçlü erkek -aciz kadın" rolleri, Batı'da görülen erkeğin kadına karşı "nazik" davranması boyutunu genellikle pek taşımaz. Burada, kadının aczini belirleyen şey, erkekler konuşurken kadının söze karışmaması, bir geyşa gibi erkeklerin ruhsal ve bedensel gereksinimlerini karşıladıktan sonra sessizce çekilmeyi bilmesidir. "Güçlü erkek - aciz kadın" ikilisinin dışında, başka cinsel roller de vardır. Bunlardan biri "dırdırcı kadın"dır.
 
Bu rolde kadın sürekli olarak kocasına "ben bütün gün evde çalışıyorum, sen şu bozulan sigortayı bile tamir etmedin, çok tembelsin, yarabbim ne kadar çok sigara veya içki içiyorsun veya yemek yiyorsun , ilaçlarını aldın mı, anneme niye böyle ilgisiz davranıyorsun türünden soru ve iğnelemelerle işkence yapar. Bunun karşısındaki tamamlayıcı erkek rolü de, "azap çeken koca"dır.

Bu, kadının sürekli "dırdırına" karşılık susmayı yeğleyen ve içinden konuşan birisidir:"benim de sana söyleyeceğim çok şey var ama konuşmuyorum" veya "bu eve parayı kim getiriyor", "yıllardır sana ve çocuklarına baktım, karşılığı da bu işte", "bu kadın beni hiç bir zaman anlayamayacak".
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol