MUTLULUK VE SEKS

SAADET VE MUTLULUK SEKSLE OLUYOR...


Şimdi anladınız mı, paralı adamlarla evlenip mutsuz olan kadınları ya da “para kazanacağım” diye gecesini gündüzüne katıp bir türlü tatmin olamayan insanların neden muzdarip olduklarını…
 
Bu durumda ilişkileri sınıflara ayıracak olursak;
 
Kadın düşse yakamdan”cılar..
 
1 numarada gelenler şöyle:

Kariyeri olmayan, kocaları kariyer yapan kadınlar. Hani bana sinirlenip de, “tuzun kuru mu?” diyenler. İşte onlar kocalarının paralarıyla geçiniyorlar ama çok mutsuzlar. Çoğu kocalarının kendilerini aldattığını biliyor ama çocukları için katlanıyorlar. Paraları var ama mutlu değiller, seks hayatları da kötü. Her şeyi görmezlikten geliyorlar. Kocaları ise “kadın düşse yakamdan” diye bakıyor. İki taraf da mutsuz.
 
Ayrı takılan heyecan fakiri çiftler.
 
2 numarada gelenler ise şöyle:

Karı-koca kariyer yapanlar. Kocaların çoğu karılarının hırslı kişiliklerinin seks hayatlarını bitirdiğinden söz ediyor. Kariyer kadınları tarafından kullanıldıklarını düşünenler çok. Bir de vakitsizlikten şikayetçiler. Bu çiftlerin çoğu evli ama evli gibi değiller. Heyecan yok. Ayrı ayrı takılıyorlar.
 
Yalnızım umutluyum.
 
3 numarada olanlar da şöyle:

Her şeyin farkında olup da yalnız gezenler. Onlar da çok mutsuz ama umutlular yine de. En azından etraflarındaki kötü örneklerden olmadıkları için umutlular.
 
Taşıyamayan erkekler.
 
4 numarada olanlar da şöyle:

Çalışan, birlikte olduğu kişiye kendi karar veren kadınlar. Onlar da taşınamama sorunu yaşıyor. Onlarla birlikte olan, bir kadının kendilerinden daha üst seviyede olduğunu bilip de buna çok aldırış etmiyormuş gibi yapan erkekler. Bunlar da şöyle ne istediğim bilen kadın karşısında gelgitler arasında kalan adamlar.Mutlular mı? Belki.
 
İşsizler daha çok seks yapıyor.
 
Avustralya,İngiltere ve Hollanda’da yapılan araştırmalar paranın insanı mutlu etmeye yetmediğini kanıtlamış.
Kariyer yapacağım, para kazanacağım gerçek mutluluk burada diyorsanız.Bi durun.
 
Para insanın mutluluğunu en fazla yüzde 14 oranında artırıyormuş.Ve işsizler daha çok seks yapıyormuş.
Kariyer yapacağım, para kazanacağım derken seks hayatı sekteye uğruyormuş.
 
ABD Ekonomik Araştırmalar Bürosu tarafından yayımlanan bir rapora görede para ve seks arasında ilişki acayip.
 
16 bin kişi üzerinde yapılan araştırma,Düşük gelirlilerin yüzde 19'unun,Yüksek gelirlilerin yüzde 21'inin haftada iki yada üç kez cinsel ilişkiye girdiğini söylüyor.
Ayda en az dört kez seks yapanlar 50 bin dolar kazanmış kadar mutlu oluyor”larmış. 1988-2004 yılları arasında kaydedilen 16 bin Amerikalı yetişkinin istatistiki bilgilerini kullanan araştırmacılar bu veriler sayesinde yaptıkları matematiksel hesaplarla cinsel aktivitenin maddi açıdan en ‘bonkör’ aktivite olduğunu belirlemişler.
 
Oldu Mu.?..Seks Yapıyorsanız Mutlusunuz.Saadet Seksle oluyor.
.................................................................................................

Mutlu Bir Cinsel Hayat İçin 9 Öneri......

Dönemsel olarak 20-40 yaşları arası seksin en yoğun yaşandığı, kadın ve erkeğin en aktif olduğu yaşlardır. Ancak bu yaş aralığının dışında da, arzulanma arzusunu, vücuduyla barışık olma arzusunu, orgazm tecrübesini, fantezilerini iyi değerlendiren her birey hayatı boyunca cinsel yaşamını devam ettirebilir.
 
Yaş ilerledikçe veya uzun birlikteliklerde cinsel istekte azalma, erkeklerde ereksiyon ve boşalma problemleri, kadınlarda lubrikasyon-kuruma- problemleri meydana gelebilir. Bu gibi faktörler cinselliği de mecburiyettenmişçesine tek düze ve rutin hale getirebilir. Bu rutin yaşam; çiftlerin birbirleriyle yakınlaşmaları, arzularını muhafaza edebilmeleri, vücutlarıyla barışık olmaları, fantezilerini geliştirebilmeleri, cinsel tercihlerini gözden geçirmeleri gibi hususlarla önlenebilir.
 
Cinsel IQ, kişinin tercihlerini, duygularını, seks sırasındaki kokusu ve çıkarttığı sesler ile vücudunu, cinsel aktivitedeki limitlerini, yasak olan ve olmayan noktaları ve yaşamak istediği değişiklikleri muhakeme etmesi ve tüm bu faktörlerle kendini kabullenmesidir. Bu nedenle iyi bir cinsel yaşamdaki önemi ölçülemez.
 
İşte hatırlamanız gereken önemli noktalar:
 
1. Seksin vücut görüntüsü ile hiçbir alakası yoktur: Mükemmel olmayan vücutlar da seksten zevk alır, partnerine zevk verir. Burada tarafların karşılıklı olarak dürüst ve saygılı olmaları, cinselliği bu şekilde yaşamaları önemlidir. Tatmin edici seksi oluşturan pozitif faktörler seks sırasında cinsel istek, tarafların müsaade yeteneği, haklarını değerlendirme yeteneği, cinsellikle ilgili doğru bilgilere sahip olmaları, yeterli heyecanı hissetmeleri ve beyinsel konsantrasyon ile karşılıklı tensel kokunun birbirine çekici gelmesi olarak özetlenebilir.
 
2. Eğlenmek de seksin bir parçasıdır: Kişilerin dilediğince özgür olması, fanteziler kurması, dürüstlük ve saygı çerçevesinde zevk aldığı şeyleri partnerine sunması, cinselliği ayrıcalıklı bir armağan olarak algılaması ve herkesin zevk almaya hakkı olduğunu kabullenmesi ile cinsel hayatları renklenecektir.
 
3. Sekste sıklık önemli değildir: Evli bir çiftin seks yapma aralıkları tamamen kişilere göre değişen bir durumdur. Hiçbir çift seks yapma aralığı az diyerek aşağılanmamalıdır. Ancak sürekli birlikteliklerde veya evliliklerde periyodik bir yaklaşımı öneriyoruz. Özellikle karşılıklı sıcaklığı muhafaza etmek açısından periyodik aralıkları önemli buluyoruz. Periyodik belirli aralıklarla tatmin edici birleşmeler, aynı zamanda cinsel fonksiyonun devamı açısından da önemlidir.
 
4. Sekste çekincelere yer yoktur: Seksin korkutucu çekince içinde değil, samimi ve açık olarak konuşulması mutlu bir cinsel yaşam için bir gerekliliktir. Çiftler birbirine hoşlandığı şeyleri söyleyebilmeli, kendini seks sırasında iyi ve rahat hissetmeli, seksin bir performans gösterisi veya ‘normal’ olması gerektiğini düşünmemelidir. Bu da ancak karşılıklı konuşarak mümkün olur.
 
5. Çocuklu ailelerde seks bitmez: Unutulmamalıdır ki, çocuk sahibi olmak cinsellik açısından önemli bir faktör değildir. Çiftler günlük yaşamlarına göre cinselliğe ayıracakları zamanı seçmeli ve bu zaman zarfında özellikle birbirlerine konsantre olmalıdır.
 
6. Sertleşme Sorunu “Tümüyle kafanızda yarattığınız bir sorun” değildir: Son 25 yılda sertleşme sorunlarının tıbbi bir durumdan kaynaklandığı açıklığa kavuşmuştur. Sertleşme sorununun çoğunlukla psikolojik bir yönü olsa da (depresyon, endişe ve stresin rolü olabilir), hemen her zaman fiziksel bir nedeni vardır.
 
7. Sertleşme sorunu yalnızca yaşlı erkeklerde görülmez: Bu durum 40 yaşın üzerindeki erkeklerde daha sık görülmekle birlikte, her yaştaki erkekte meydana gelebilir. Yapılan yeni bir çalışma, 40 ile 70 yaşları arasındaki erkeklerin yaklaşık yarısının zaman zaman sertleşme sağlama ve/veya sürdürmede sorun yaşadığını ortaya koymuştur. Sertleşme sorunlarının oranı yaşla birlikte artsa da, tek başına yaşlanma, sertleşme sorununun bir nedeni olarak görülmemektedir. Sertleşme sorunlarının yaşlı erkeklerde daha sık görülmesinin nedeni, yüksek kan basıncı gibi yaşa bağlı hastalıklardır.
 
8. Cinsel ilişki için çok yaşlı değilsiniz: Tüm yaşlardaki çiftler cinsel ilişkiyle ilgilidir. Cinsel yaşam sağlıklı bir ilişkinin önemli bir parçasıdır. Gerçekten de, yapılan birçok araştırmada aktif cinsel yaşamın yaşlanmanın çok doğal bir parçası olduğu gösterilmiştir.
 
9. Çift karşılıklı çekiciliğini yitirmiş olsa bile tekrar elde edebilir: Önemli olan bunu hangi noktada kaybettikleri konusudur. Çiftler birbirlerine karşı çekiciliklerini şu noktalarda yitirirler: Seks sırasında yetersiz olmaktan, anormal olmaktan çekinirlerse, seksle ilgili noktaları partnerleriyle konuşamazlarsa, seks hakkında hissettiklerini sözcüklerle ifade edemezlerse. Seks sırasında veya sonrasında partnerini yakın hissetmekle, birbirine dokunarak heyecanlanmayı beklemekle, fantezi ve arzularla ilgili suçluluk duymamakla ve erkek-kadın vücudunun nasıl çalıştığını karakterlerini değerlendirmekle tensel uyum ve karşılıklı çekicilik tekrar elde edilebilir..


-Cinsel doyumsuzluk, çoğu zaman eşler arasındaki sorunlu ilişkiden kaynaklanıyor.-

Doyum veren cinsel fantezilerin bilinmemesi, gerginlikler, evlilik sorunlarının ceremesinin cinsel yaşama yüklenmesi ..

Kitaplar, bu başlığı es geçse de doyum cinselliğin çok önemli bir boyutu. İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi, Cinsellik ve Cinsel Tedaviler Birimi Baskanı Prof. Dr. Arşaluys Kayır, cinsel doyumsuzlukta, çiftlerin sevişme sıklığı, sevişme biçimi, sevişmeyi başlatma veya geri çevirme, sevişme öncesi tartışmalar, cinsel çekimin azalması ve kısa sevişme gibi faktörlerin etkili olduğunu söylüyor.

Cinsel doyum nedir? Standart ölçüleri var mıdır?

Cinsel etkilenme; istek, uyarılma, birleşme, orgazm ve orgazm sonrası evreleri olarak sınıflanır ve sorunlar da bu çerçeve içinde değerlendirilir .Oysa birçok kitapta görmediğimiz çok önemli bir başlık cinsel doyumdur. Cinsel doyum, bireyin cinsel iletişiminden hoşnut olması ve mutluluk duymasıdır. Bu da bir cinsel sorundan bağımsız olarak ilişkinin cinsel ve cinsel olmayan boyutlarına bağlıdır.kadinca.net

İster erkek, ister kadın, doyumlu cinsel yaşam tarifimiz aynıdır ve bu sadece boşalma, orgazm olma, uzun uzun sevişme veya sık sevişme değildir. Cinsel hazzın her türlüsü kişiye güzel geliyorsa güzeldir. Örneğin vajinismus sorunu (birleşememe) olan çiftler cinsel yaşamlarını �O ana kadar herşey çok güzel� diye tanımlarlar. Doğrudur. Bu çiftlerin çoğunda sevgi vardır , istek ve orgazm sorunları da yoktur. Bunu tartışmayız... Ancak bireyin deneyimleri, ona kendisi veya eşi için daha nelerin doyurucu olduğu bilgisini kazandırır. Vajinismusu düzelen kadın yine sıklıkla şunu soyler: �Çok haz almıyorum ama eşime çok yakınlaştım. Şimdi bir çiftmişiz gibi hissediyorum.�

�Beceremiyoruz, henuz olmadı� gibi duyguların ortadan kalkması da çiftin sırtındaki yükü hafifletir ve onları yakınlaştırır.

Doyumsuz cinsellik neden kaynaklanır?

Nedenlere bir bütünlük içinde bakarız. Çoğul nedenlerin biraraya gelmesi bir cinsel sorun yaratır. Bilinç dışı süreçler cinsellikte önemlidir. Fakat cinsel doyumsuzluk çoğu zaman eşler arasındaki genel ilişkideki güçlükleri yansıtır.

Eşler arasında başlıca cinsel gerginlik konuları veya doyumsuzluklar nelerdir?

Çiftlerin sevişme sıklığı

Sevişme biçimi

Sevişmeyi başlatması veya geri çevirmesi

Cinsellik konusunda sevişme öncesinde tartışmalar

Doyum veren cinsel fantezilerin bilinmemesi ve empoze edilmesi

Cinsel çekimin azalması

Çok kısa sevişmeler

Evlilik sorunlarının ceremesinin cinsel yaşama yüklenmesi gibi...

Cinsel doyum denince orgazm veya boşalma anlaşılmıyor mu?

Orgazm, fizyolojik olarak cinsel döngünün tamamlanmasıdır. Hazzın doruğa çıkmasıdır. Süresi kısadır. Rahatlık, gevşeklik verir, uykuya dalmayı kolaylaştırır. Sevilen bir eşle yaşanan orgazm mutluluk hissettirir. Ama ilişki veya bireyin kişilik yapısı onu yine mutsuz edebilir. Orgazm mutluluk anları olsa da biliyoruz ki orgazm olmadan da çok doyumlu sevişmeler var.

Erkek orgazmı kadın orgazmına göre daha kolay. Neden?

Erkekte boşalma ihtiyacı daha fazla. Hemen bir ipucu ve bilgi vermek isterim. Cinsel birleşmeyle orgazm hedeflenmediğinde kadın daha kolay orgazm olur. Vajina klitoris kadar orgazmı tetikleyen bir yer değil. Bu bilgi son 30 - 40 yılın kadın cinsel fizyolojisi laboratuvar çalışması sonuçları. Orgazmı başlıca klitoris tetikliyor, vajina kasılmalarla devreye giriyor.

Kadının orgazm olamaması erkeği nasıl etkiliyor?

Erkek kadın orgazmolsun  diye nafile çabalar. Bu durum gerginlik ve yetersizlik yaratıyor erkekte. Bunu sorun olarak kabul eden çiftlere önerim, birleşmeyle orgazmı hedeflemeyi unutsunlar, eski bildiklerinden denesinler. Kadının aktif ve üst pozisyonda olması keşiflerini kolaylaştırır.

Sevişirken cinsel doyum açısından aktif olmak ile pasif olmak arasında fark var mı?

O farkı ve çeşitliliği keşfetmeleri için çiftlere , duyarlı noktalara odaklanarak en az 20şer dakikalık (10 dakika ön sevişme 10 dakika birleşme sonrası sevişme) birbirilerini okşayıp öpmelerini ve arzularını, erotik duygularını dile getirmelerini öneririz. Başta karşı tarafa bilgi vermeden gözler kapalı, kendi duygulanımını anlar, sonra anlatır. Cinsel birleşme ve orgazm hedeflenmez. Daha sonra cinsel organ ve göğüs keşifleri ve birleşme. Alıp vermeye odaklanan çift kısa zamanda aktif ve pasif olmanın kazançlarını farkeder. Alma kadar verme de bireye haz verir...



Cinsel sorunlar evlilikleri yıkıyor
Son yıllarda ülkemizde boşanmaların hızla artması, toplumun aile kurumunda bir çöküş mü var sorusunu zihinlerde meşgul ediyor.

Boşanma sebeplerine baktığımız zaman, birden fazla problem karşımıza çıkıyor.

Üstelik biz evlilik terapistlerine başvuran çiftlerde dikkatimizi çeken noktya, evliliklerinin henüz çok yeni olması. Geçtiğimiz yıllarda beş, on, onbeş yıllık evlilikler gelirken, şimdilerde bir aylık evli çiftler, terapilere başvuruyor.

Aslına bakarsanız bu iyi bir durum, sorun daha en başındayken, .çözüm bulmaya çalışmak. Ama ne yazık ki bu çiftler çözüm olmadığına ve boşanmanın doğru olduğuna inanıyorlar.

Ailelerin, yeni evli çifte müdahalesi, çiftler arasındaki iletiş,im sorunları, eşlerin kişilik çatışmaları gibi sorunların yanı sıra, bana göre en büyük sorun, eşler arasındaki cinsel sorunlar.

Bu cinsel sorunlara baktığımız zaman, ülkemizde kadınlarda vajinismus, erkeklerde erken boşalma ve ereksiyon sorunları baş sırada yer alıyor. Ancak bu sorunlar hıç kuskusuz tedavisi olan sorunlar. Yeter ki, utanıp sıkılmadan, kadın ve erkek, konusunda uzman kişilerden yardım alsın.

Cinsel sorunlar arasında öyle bir sorun var ki, eşleri çileden çıkarıyor ve boşanmanın eşiğine getiriyor. Adı; "ten uyumsuzluğu". Hani, kadın ve erkeğin tenlerinin kimyasının tutmaması.Bakıyorsunuz, eşler arasında ne kişilik çatışması var, ne iletişim sorunu, ne kavga, ne de şiddet. Ama mutsuzlar çünkü cinsel anlamda birbirlerinden kaçıyor ve birlikte olmuyorlar. Aseksüel evlilikler yani. Ve bu evlilikler bir süre sonra, boşanma avukatının elinde tuzla buz oluyor.

İster vajınısmus olsun, ister erken boşalma ya da ereksiyon sorunu, kadınlar ve erkekler bu sorunları varsa hemen tedavi yoluna gitmeliler. Bu sorunları çözümsüz sanan pek çok insanımız var. Özellikle erkekler "çaresi yok" diye düşünüyorlar. Kendilerini güçsüz ve yetersiz hissediyor ve utanıyorlar.

Utanıp, özgüveninizi ve evliliğinizi yıpratmayın. Ten uyumsuzluğunuz olsa bile, en kısa zamanda bir uzmana çift olarak başvurun. Binbir umutla kurduğunuz evliliğinizi, bu sorunlardan dolayı bitirmeyi değil, kaliteli ve mutlu bir cinsel yaşam için, çözüm yoluna gitymeyi seçin.

Sorunlarınızı biriktirmeyin, çözüm yoluna gidin. Hem de hemen...hem de şimdi...


 

Evlilikte cinsel sorunları örtbas etmeyin!
Cinsel problemler örtbas ediliyorsa o evlilikte ciddi bir sorun var demektir.

Eşlerden birinin cinsel problemi olup da bu sorunu çözüm aramak yerine, örtbas etmeye, geçiştirmeye, ertelemeye çalışıyorsa; diğer her şey yolunda da olsa o evlilikte ciddi bir sorun var, demektir.

Boşanmayla ilgili olarak yaptığımız araştırmalarımız sırasında, görüştüğümüz kadın ve erkeklerin bazılarının boşanma kararlarının altında yatan gerçek nedenin, eşler arasındaki cinsel sorunlar olduğunu saptadık. Ancak, bu sorunu yaşayanlar açacakları boşanma davalarında başka bir sebep göstermek istiyorlardı.

Ne yazık ki birçok insan bu durumu ya önemsemiyor veya anlatmaya, çare aramaya çekiniyor. Cinsel problemlerin nedeni fiziksel olabileceği gibi psikolojik de olabilir.

Bu sorunu yaşayanlara önerilerimiz:

*Mutlu bir birliktelik için sağlıklı bir cinsel yaşamın önemini kabul edin.

*Bu konuyu eşinizle konuşmaktan çekinmeyin.

*Bu sorunu bir rahatsızlık olarak kabul edip uzmanlardan yardım alın.

*Artık her türlü rahatsızlığın çaresi olduğunu bilin ve çözüm arayın.

Bazı birlikteliklerde kadının da bir cinsel yaşamı olduğu dahi kabul edilmiyor. Yaptığımız çalışmalar sırasında konuştuğumuz kadınların, "Eşim hiçbir zaman benim cinsel isteklerim olabileceğini düşünmez. O sadece kendi isteklerinin farkındadır. Benim onu isteyip istemediğimi de önemsemez.

Ben bu konuda bir şey söylemeye kalksam ' Sen ne biçim kadınsın,' der ve hakaret etmeye başlar." sözlerine tanık olduk.

Sizce bu evliliklerde mutluluk olur mu?

Kadınlarda görülen cinsel soğukluğun altında yatan nedenlerin başında;

*Şiddete kadar varan kaba ve onur kırıcı davranışlar,

*Yeterince sevgi ve ilgi görememeleri,

*Eşin, duş almayarak veya dişlerini dahi fırçalamayarak, kendine özen göstermemesi,

*Eşleri tarafından aldatılmaları, geliyor.

Sağlıklı bir cinsel yaşam evliliğin olmazsa olmaz koşuludur.
 

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol