MUTLU OLUN

MUTLU OLUN

Her ilişkide ufak da olsa bir takım sorunlar vardır.
 
Ancak bazı sorunlar küçük gibi görülse de çiftlerin birbirlerine tahammül sınırlarını zorluyor ve bitme aşamasına kadar getiriyor.

Güven eksikliği.

Birbirine güvenmeyen ikilinin ilişkilerini sürdürmesi imkansızdır.Güven eksikliği olan ilişkiler bitmeye mecburdur.

Karmaşık konular

Çiftler biri,özellikle kadın mesleki olarak erkek arkadaşından daha iyi bir konumda olması sorun yaratıyor.

Zamanla ilgili mazeretler

Bir ilişkiyi uzun süre idare edebilmek için çaba gerekir.
Ne kadar meşgul olursanız olun, birbirinize zaman ayırmadığınız her an bir süre sonra alışkanlık haline gelir ve ilişkinizin er ya da geç son bulmasına neden olur.


Dürüstlük

Çiftlerin aile, iş, arkadaş, geçmiş ilişkileri vb. konular hakkında birbirlerine dürüst olmaları gerekir. Dürüstlüğün olmadığı ilişki bitmeye mahkumdur.
Eğer bir ilişkiye başlayacaksanız, %100 dürüstlük üzerine kurulmalıdır.

Monotonluk

İlişkiler belli bir süre sonra monotonluğun kurbanı olurlar.Sürekli aynı şeyleri yapmak bir süre sıkılmanıza ve öfkenizi kontrol edememenize sebep olur.Bu yüzden partnerinizle birlikte eğlenceli çeşitli aktiviteler yapmaya önem vermelisiniz.


Kişisel zaman

Eğer ilişkinizin bozulmadan ilerlemesini istiyorsanız,partnerinize kişisel zaman kullanmasına hak tanımalısınız.
Kimi zaman arkadaşlarıyla ya da ailesiyle yalnız görüşmek isteyebilir.Bunu sorun haline getirmeden anlayışla karşılamalısınız.İlişkinizde bir denge kurun ve herkesin kendine zaman ayırmasına izin verin.

 

Herkes kendi cinsel tatmininden sorumludur-

Beslenmek, su içmek ve nefes almak yaşamın, seks yapmak ise ilişkinin bir gerekliliğidir. Seks, görev veya mecburiyet değildir.


Beslenmek, su içmek ve nefes almak yaşamın, seks yapmak ise ilişkinin bir gerekliliğidir. Seks, görev veya mecburiyet değildir. Bu nedenle, zoraki yapılmamalı, istekle ve bazen kendiliğinden olmalıdır. Uzun süreli ilişkilerde cinsel tutkuyu sürdürmenin şifresi, duygusal açıdan karşıdaki insanla bütünleşirken kendin olarak kalabilme yeteneğidir. Bunun için kişinin kendini bir şey yapmaya mecbur hissetmemesi ve performansıyla ilgili endişe duymaması gerekir.

Çift birbirini tatmin etmek zorunda mı?, "Cinsel hayatın monotonlaşması kader mi?", "Çiftin başaramama korkusundan kurtulmasının bir yolu var mı? veya "Pasif kalma modeli ile sorumluluk alma modelinin farkı nedir?" Bu sorulara yanıt Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği (CİSED) cinsel terapistlerinden geldi.

İşte, aldatmayı önleyecek, yetersizlik ve tatmin edememe korkusuyla monotonlaşan ve tutkusunu kaybeden çiftin, aşk ve seks hayatını yeniden hareketlendirecek ve ilişkilerindeki tutkuyu canlandıracak altın değerinde tavsiyeler…
 
Kimse kimseyi yatakta tatmin etmek zorunda değil.Başaramama korkusu" adı verilen performans anksiyetesinin önemine değinen CİSED Onursal Başkanı Dr. Cem Keçe;Çiftin ilişkisinde kıvılcım ve cinsel tutkunun yok olmasının en önemli nedenlerinden biri başaramama, tatmin edememe, yetersiz kalma gibi düşünce ve duygulara yol açabilen performans anksiyetesidir. Birbirini tatmin etmeye çalışan veya yeterince tatmin edemediğini düşünen çift zamanla ilişkisinin sıkıcı olduğunu düşünmeye, cinsellikten soğumaya ve zamanla erken boşalma, iktidarsızlık, cinsel isteksizlik, orgazm olamama, uyarılma bozuklukları gibi cinsel işlev bozuklukları yaşamaya başlayabilir.
 
Bunları yaşamamanın tek yolu, cinselliği görev ve baskı aracı olarak görmemektir.

Çünkü cinsellik; rahatlamış ve gevşemiş bir halde, sevişmenin ve dokunmanın verdiği hazza odaklanarak, haz alıp haz verebilme, ruhu ve bedeni paylaşabilme, ne olursa olsun bir şekilde boşalabilme bilim ve sanatıdır. Bu nedenle, kimse kimseyi yatakta tatmin etmek zorunda değildir.
 
Herkes kendi cinsel tatmininden sorumludur. Buna sorumluluk alma modeli denir, bunun zıttı pasif kalma modelidir. Herkesin cinsel istek, uyarılma ve tatmin olma konusunda kendisine yardımcı olan kendisine özgü bir şartlar zinciri vardır. Herkesin şartlarını talep etme ve isteme hakkı vardır; ancak çoğu kişi kendisini, partnerinin cinsel olarak uyarması gerektiğine ve tatmin olmasının partnerinin elinde olduğuna ve istediği şekilde uyarılmazsa veya tatmin olmazsa hem kendinin hem de partnerinin eksik olduğuna inanır.
 
Cinsel terapistler olarak, kişiyi cinsel olarak harekete geçiren kuvvetin bilinçli veya değil, kendisi olduğunu vurguluyoruz. Böylece, kişi istek ve arzularını ifade etmek ile bunları bastırmak arasında bir seçimde bir tercihte bulunabilir, kendine odaklanıp ortaya koyduğu cinsellikten zevk alabilir ve ayrıca partnerinin ve kendinin bilincine varabilir.

Diğer bir değişle, kişinin içinde cinsel istek uyandırmak partnerinin değil, onun kendi görevidir.
 
Kişi partnerinin hissetmek istediği cinsel arzuyu hissedebilmesi için ancak ona destek olabilir. Bunu ise, ruhunu ve bedenini bir armağan olarak sunarak ve onun isteklerini gerçekleştirmeyi seçerek yapabilir. İç çamaşırlar, mumlar ve hoş sözler güzeldir; ancak ilk aşama bunlar olmamalıdır. Öncelik, kişinin kendisidir. Bunlar ise daha sonra gelir. Bu bakış açısı, cinsel isteğin sorumluluğunu olması gerektiği yere, yani kişinin kendi omuzlarına yükler ve kontrolünün partnerinin elinde olmadığını anlamasına yardımcı olur.
 
Çünkü kontrolü kaybetme duygusu bilinçdışı düzeyde çok korkutucudur. Pasif kalma modeli, kişinin partnerini veya ilişkisini suçlamasına neden olur. Sorumluluk alma modeli ise kişinin ilişkisinden zevk almasın, var olan sorunların üstesinden gelmesini sağlar ve çiftin birbirini aldatmasını engeller dedi.

Kadının zamanı geldiğinde kendini kasması gerekiyor.


Sorumluluk alma modelinin önemine değinen CİSED Başkanı Dr. Cebrail Kısa;Erkek, kadınla sevişirken ruhunu ve bedenini koşulsuz bir armağan olarak ona sunar. Kadın, bu armağanı kabul eder. Bundan sonrası kadının işidir. Kadın reddedilmeyi ve başarısız olmayı göze alarak erkekten, kendini cinsel açıdan uyaracak davranışlarda bulunmasını ister.

Kadının talep etme, erkeğinde reddetme hakkı vardır. Erkek kadının taleplerini gerçekleştirmek isterse yapar ama bunu yapmak zorunda da değildir.Kadın,Orgazm olmayı kolaylaştırmak için erkeğin bedenini kullanmasından, Klitorisini Sürtmesinden,Seks fantezisi kurmasından yada kendini Kasmasından yine Kendi Sorumludur.

Dolayısıyla, cinsel tatmininden de yine kendi sorumlu olur. Erkek kadını boşaltmak, orgazma ulaştırmak veya tatmin etmek zorunda değildir. Kadının boşalması için sadece penise ihtiyaç yoktur. Bu değişik şekillerde başarılabilir. Sorumluluk alma modeli, kadına sorumluluk yüklerken erkeği özgürleştirir ve böylece çift olarak tatminkâr bir cinsellik yaşanmış olur" dedi.
 
Erkeğin aşk kaslarını gevşek tutması gerekiyor…
Pasif kalma modelinin cinsel işlev bozukluklarına yol açabildiğine değinen CİSED Genel Sekreteri Psikolog Serap Güngör; "Kadın, erkeğe sevişirken ruhunu ve bedenini koşulsuz bir armağan olarak sunar ve erkek de bunu kabul eder. Bundan sonrası erkeğin işidir. Erkek reddedilmeyi ve başarısız olmayı göze alarak kadından kendini uyaracak şeyleri ister. Erkeğin talep etme, kadının da reddetme hakkı vardır ve kadın bunları yapmak isterse yapar ama zorunlu değildir.

Erkek kadının bedenini kullanarak, penisini sürterek veya vajinaya sokarak, zamanı gelince daha çok haz alabilmek adına boşalması denetleyerek, aşk kaslarını boşalana kadar gevşek tutarak, kendi boşalmasından, orgazmından ve cinsel tatmininden kendi sorumlu olur. Kadın, erkeği boşaltmak, orgazma ulaştırmak veya tatmin etmek zorunda değildir. Erkeğin boşalması için sadece vajinaya ihtiyacı yoktur. Bu değişik şekillerde de başarılabilir. Sorumluluk alma modeli, erkeğe sorumluluk yüklerken kadını özgürleştirir ve böylece çift olarak tatminkâr bir cinsellik yaşanmış olur" dedi.


Partnere dokunmak gerekiyor..


Yakın olmanın kendin olmayı kaybetme endişesini doğurduğunu, uzaklaşmanın ise karşıdakini kaybetme endişesi duyulmasına yol açar. CİSED Genel Sekreteri Psikolog Serap Güngör; Eğer kişi kendi olma konusunda bir sorun yaşıyorsa, onun için ayrılmak zorlaşır ve karşıdaki insana cinsel, duygusal ya da entelektüel açıdan giriş izni vermeye karşı doğal bir direnç geliştirebilir.

Ayrışmamış insanlar cinsel ilişkilerindeki baskılarla baş etmek için ya ısrarlı taleplerde bulunurlar ya acı çekerler ya da seks istemekten kaçınırlar. Bu nedenle, boyun eğme yani kendini görünmez kılmaya çalışma, baskı kurma yani karşıdakini görünmez kılmaya çalışma ve mesafe koyma yani karşındakiyle olan ilişkiyi görünmez kılmaya çalışma şeklinde çeşitli savunmalar devreye sokarlar.

Bu savunmaların alternatifi kişinin kendinin ve partnerinin görünür olmasına izin vermesidir. Kişi yanlış anlaşılma, hayal kırıklığı, kabullenmeme, çatışma, reddedilme ya da kaybetme gibi yoğun duygulara eşlik eden risklerle baş edebilecek kadar katı olduğunda görünür olmak mümkündür. Aramaya, sevmeye ya da tutkuları riske atmaya devam edebilmek için kişinin kendisini ve kendisi için önemli olan kişiyi bir parça endişe içinde tutması gerekir.
Bunun tek yolu her şeyi göze alarak partnere dokunmak ve onun dokunuşlarına izin vermektir. Beraber banyo yapmak, beraber yatıp beraber kalkmak,  öpüşmek, ellemek, sarılmak, kucağına yatırıp saçlarını okşamak, el ele dolaşmak, erotik mesaj yapmak gibi dokunma eylemleri, hem huzur ve şifa verir hem de çiftin kendisini güvende hissetmesine yol açar.
 

Evliliğinizi yeniden alevlendirmek mümkün.

İlişkinin ilk zamanları, her zaman daha tutkulu, eğlenceli ve heyecanlıdır. İki insan çift olmaya karar verdiğinde, aşkın ve cinsel heyecanın baş döndürücü olduğu günlerin sonsuza dek süreceği beklentisiyle dolup taşar.
  
 
Seks evliliğin bir gereği hayatın bir gerçekliğidir.

İlişkinin ilk zamanları, her zaman daha tutkulu, eğlenceli ve heyecanlıdır. İki insan çift olmaya karar verdiğinde, aşkın ve cinsel heyecanın baş döndürücü olduğu günlerin sonsuza dek süreceği beklentisiyle dolup taşar. Ancak zamanla pembe gözlükler çıkartılır, çift birbirine alışır, ilişkilerinde belli bir rahatlığa kavuşur ve hayatları hareketsiz bir rutine oturabilir.
Ve bir gün monoton ve rutin bir şekilde paylaşılan yaşamın sorumlulukları katlanılamaz bir hal alabilir. Partnerlerden biri ya da her ikisi de ilişkilerindeki kıvılcımın ve tutkunun yok olduğunu ve ilişkilerinin sıkıcı olduğunu düşünmeye başlayabilir. Çünkü uzun süreli ilişkilerde cinsellik zamanla monotonlaşabiliyor ve çiftin birbirlerine karşı olan tutkuları azalabilir.
 
"Cinsel hayatın monotonlaşması kader mi?", "Çiftlerin cinsel tutkusunu yeniden arttırmanın bir yolu yok mu?" Bu sorulara yanıt Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği (CİSED) cinsel terapistlerinden geldi…
 
İşte monotonlaşan ve tutkusunu kaybeden çiftlerin aşk ve seks hayatlarını hareketlendirmek ve ilişkilerindeki tutkuyu yeniden canlandırmak için bazı tavsiyeler.


Tutkuyu yeniden ortaya çıkarmanın şifresi!
Beslenmek, su içmek ve nefes almanın yaşamın bir gerekliliği, seks yapmanın ise evliliğin bir gerekliliği olduğunu ifade eden CİSED Onursal Başkanı Dr. Cem Keçe; Bunlar görev veya bir mecburiyet değildir, zoraki yapılmamalıdır, istekle ve bazen kendiliğinden olmalıdır.

Seks evliliğin bir gereği, hayatın bir gerçekliğidir. Sabır, sadakat, koşulsuz sevmek, samimiyet, tutku ve saygı olursa mutlu bir birliktelik ve sağlıklı bir seks hayatı olur. Uzun süreli ilişkilerde cinsel tutkuyu sürdürmenin şifresi, duygusal açıdan karşıdaki insanla bütünleşirken kendin olarak kalabilme yeteneğidir. Bu tür bir kendini geliştirmenin dört ana bileşeni oluyor, bunlar; "açık iletişim kurma, partnere dokunma, suçlamak yerine sorumluluk alma ve endişelerin üzerine gitme" şeklinde sıralanabiliyor.

 

Endişenin bedensel belirtilerin eşlik ettiği normal dışı bir tedirginlik ve korku hali olduğunu ifade eden CİSED Yönetim Kurulu Üyesi Psikolog Gülüm Bacanak; Endişeyi anksiyete, kaygı, sıkıntı veya bunaltı olarak da adlandırabiliriz. Endişe yaşayan kişi bu durumu kötü bir şey olacakmış hissi, hoş olmayan bir kaygı hali ya da nedensiz bir korku şeklinde ifade edebilir.

Genellikle birbirlerinin yerine kullanılsalar da, endişe ve korku farklıdır. Korku nesnel bir tehlike karşısında, kendini korumak için ortaya çıkan bir duygudur. Endişe ise bilinçdışı ve tanınmayan tehlikeye karşı hissedilen bir duygudur. Endişe, normalde her insanda görülen, bir çeşit hayata uyum sağlama yeteneğidir.

Kişi isteklerini dile getirdiği takdirde eleştirileceği,reddedileceği veya terk edileceğine ilişkin endişe yaşayabilir ve bu endişeler nedeniyle ne istediğini bilemez bir duruma gelebilir.

Zamanla kişi endişelerinden ve bunun meydana getirdiği gerginliklerden kurtulmak için partnerini suçlar ve davranışlarını ona acı verecek şekilde değiştirir.Oysa endişeden kaçınmak işe yaramaz daha çok endişeye neden olur.Bu nedenle kişi ilişkisindeki tutkuyu arttırmak ve gelişebilmek için endişelerinin üzerine gitmelidir.

Yani kişi mahrem cinsel deneyimlerin yarattığı endişeleri durdurmak yada onlardan uzaklaşmak yerine.
Endişelerinin üzerine gitmelidir.Kendini açığa vurma endişesi ile baş edebilmek esneklik sağlar.
Erotizmi ve cinsel tutkuyu ortaya çıkartır. Çünkü endişelerin üzerine gitmek, cinsel sınırları genişletmek ve engelleri aşmak cinsel heyecan ve tutkuyu oluşturur.

 

Partnerinizle cinsel ihtiyaçlarınız ve zevkleriniz hakkında konuşmak ve iletişimde olmak çok önemli.

 

Partnerinizle seks konuşmak yakınlığınızı artırmaz aynı zamanda cinsel ilişki seviyenizi de geliştirir. Onunla kavga etmeden de konuşmanın ve isteklerinizi anlatmanın yolu var. İşte size vereceğimiz birkaç tavsiye;

Ona ne istediğini sorun

Açık saçık konuşmakta en önemli kriter samimiyettir; kız arkadaşın sadece senden hoşlanıyor diye her türlü kelimeyi bağrına basmaz. Eğlenceli, pratik ve yaratıcı sözler kalpleri etkilediği kadar cinsel dürtüleri de harekete geçirir. Bu yüzden sevgilinin hangi kelimelerden hoşlandığını sormadan öğrenemezsin. Ön sevişme esnasında ona doğru edepsiz bir laf sallayın ve sonra “Bunu sevdin mi?” diye sorun. Mesela bir ilkokul çocuğuna anlatır gibi duruma yaklaşabilirsiniz. “Aşkım, açık saçık cümlelerin sihirli olduğunu biliyorum. Büyülü dünyaya birlikte adım atmamız için gerçekten nelerden hoşlandığını bilmem gerekiyor. Alaaddin’in cini lambada daha fazla esir kalmamalı, gel bu işi çözelim” tarzı bir yaklaşım, kesinlikle işe yarayacaktır. Fakat Alaaddin hikâyesini fazla uzatmayın!

Müstehcen mesajlar atın

Mail atmak da bir yoldur fakat telefonla mesaj çekmenin güzelliği ayrıdır. Telefonun biplemesiyle gelecek mesaj, aranma ve özlenme egosunu başarılı bir şekilde besler. Mesajınızı kısa ve basit tutun “Son görüştüğümüzde ne kadar da güzeldin” gibi bir cümleyle başlangıç yapıp devamını getirebilirsirsiniz. Gelen cevaptan sonra bu akşam ne yapacağını sorun. Eğer durum pozitif yönde ilerliyorsa, erotik içerikli şeyler yazabilirsiniz.

Telefonda seks yapın

Yeni başlayan ilişkilerde, eğer erkek çok istiyorsa kız arkadaşıyla iletişim kurmak için her şeyi yapar. Bol bol muhabbet eder, sürekli telefon açar, mesajları uzun olur. Cicim aylarının bitmesiyle birlikte cümlelerin uzunluğu önemli ölçüde kısalır, muhabbet kısır döngü içinde kıvranıp durur ve monotonluk diz boyunu geçer. Böyle bir durumdan sıyrılıp aşk ateşiyle yeniden yanıp tutuşmak istiyorsanız, onunla telefonda seks yapabilirsiniz. Telefonda seks yapmak için en uygun zaman onun uygun olmadığı zamandır. Yani, etrafında birileri varken arayın, mesela işteyken olabilir. Ya da ailesinin yanında. Müstehcen laflarla kendisinden geçmesini sağlayın ama cevap veremesin. Sadece içi iki litre suyla dolsun. Elbet taşacaktır, işte o zaman enginlere sığmayan bir kızla karşı karşıya kalacaksınız. Her şey edepsiz konuşmak için!

Gizli notlar yazın

Post-it’lere yazılmış notlardan daha güçlüsü yoktur. Gizlice cebine, çantasına veya odasına sakladığınız bu tür notlar edepsiz konuşma konusunda çağ atlamanızı sağlar. “Yaşadıklarımız aklımdan bir türlü çıkmıyor…”, “Yanımdayken bile seni özlüyorum…” gibi şeyler yazıp sonradan görmesini sağlayabilirsiniz. Ama cümlelerin sonuna üç nokta koymayı unutmayın, önemlidir. Sanki cümle bitmiyormuş havası verir, hatun, hayal gücünün sınırlarını daha fazla zorlar.


Porno izlemeyen tek bir erkek yok....

Porno izlememiş erkekler üzerinde araştırma yapmak isteyen Kanadalı profesör denek bulamadığını açıkladı.
 

Kanada’da Montreal Üniversitesi profesörlerinden Simon Louis Lajeunesse, bir araştırma için bu zamana kadar hiç porno izlememiş 20 erkek aradı. Ancak internetten denek arayan profesör, hüsrana uğradı. Çünkü yaptığı araştırmalar sonucunda porno izlememiş tek bir genç erkek bulamadı!
 
Lajeunesse, “Biz ekibimizle birlikte 20’li yaşlarda ve asla porno izlememiş erkek sayısını araştırıyorduk. Bunun için internetten çeşitli anketler başlattık. Ancak porno izlememiş 1 kişi bile bulamadık” dedi. Profesörün porno izleyen erkekler arasında yaptığı araştırmaya göre ise partneri olmayan erkekler, haftada 3 kez, 40 dakika, ilişkisi olan erkekler ise haftada ortalama 20 dakika porno izliyor.

Porno izleyen erkek ne peşinde?......
Yapılan araştırma sonuçları kendine güveni olmayan kadınlara başka bir bakış açısı getirecek.
  
 
Yapılan araştırmaya göre, porno izleyen erkeklerin partnerleri ilişkilerinde mutsuzlar. Çünkü bu erkeklerin eşleri veya sevgilileri kendilerine güvenmiyorlar. Nedenini ise LiveScience'a açıklama yapan Florida Üniversitesi Klinik Psikoloji uzmanı Destin Stewart şöyle açıklıyor “Bu tür filmleri izleyen erkeklerin sevgilileri ya da eşleri, hiçbir zaman onlar gibi olamayacaklarını düşünüyorlar ve kendilerini yetersiz hissediyorlar” diyor.

Kadınlar porno hakkında ne düşünüyor?

1999'da yapılan bir araştırma sırasında kadınlardan birinin söyledikleri aslında kadınların genelinin düşüncelerini bir oranda yansıtıyor; “Erkekler bu fotoğraflara bakıyorlar ve baksana ne kadar güzel. Sen neden böyle değilsin? Diyorlar.”

Siz ne düşünüyorsunuz?

Erkeklerin porno izlemelerinin 10 nedeni.
Sizce erkekler neden porno izler?
Hiç merak ettiniz mi? Onların porno izlemekten büyük keyif almalarının ve
alışkanlık haline getirmelerinin geçerli nedenleri var. Peki nemi o nedenler?..

İşte erkeklerin porno izlemelerinin 10 nedeni:...

Cinsel hayata renk katmak...

Şunu kabul edelim ki, gerçek hayatta seks bazen sıkıcı ve monoton olabilir. Erkekler ise bu sıkıcı ve monotonluktan kurtulmak için porno filmlere yöneliyorlar. Unutmayın, onlar her zaman farklı ve yeni cinsel pozisyonları denemek ister ve hiçbir zaman pornoda izlediklerini birebir ilişkilerine uygulamazlar, sadece ilham alırlar.

Vahşi fanteziler...

Erkekler porno izleyerek hayal dünyasındaki cinsel hayatlarına hiçbir sınır koymadan, çılgın ve vahşi seks fantezileriyle süslerler. Bir nevi fantezi dünyalarını geliştirmek için de pornoya başvururlar.

Çıplak kadın izlemek..

Unutmayın, erkekler çıplak kadınları izlemeye bayılırlar. Ve porno bu ihtiyacı karşılayabilecek en büyük kaynaklarıdır.

Can sıkıntısı..

Bir çoğunuz buna inanmayabilir ama pek çok erkek can sıkıntısından porno izliyor. Kadınlar sıkıldıklarında dizi izlerken, pek çok erkek sıkıldığında porno izliyor.

Öğrenme amaçlı..

Bazı erkekler kadınları cinsel anlamda etkilemek ve farklı şeyler sunabilmek için porno izliyor. Yani bunu kendileri için bir cinsel eğitim olarak görüyor.

Dinlenmek..
Pek çok erkek günün yorgunluğunu ve stresini üzerinden atmak için porno izliyor.

Alternatif seks..

Yalnız erkekler cinsel hayatlarını canlı tutmak için porno izlemeyi en iyi alternatif seks yolu olarak düşünüyor ve bu yüzden yalnız erkeklerin çoğu porno izlemekten büyük keyif alıyor.

Cinsel baskıdan kurtulmak...

Erkeklerin çoğu yakın çevresi tarafından cinsel baskı görüyor. Böyle zamanlarda ise kendilerine bir çıkış, rahatlama yolu olarak görüyorlar.

Alışkanlık...

Erkeklerin pek çoğu porno izlemeyi alışkanlık haline getirmiş hatta bağımlısı olmuş durumda. Erkeklerin vazgeçemediği bir takım alışkanlıklar var ve porno bu alışkanlıklardan sadece birisi.

Cinsel zevk almayı kolaylaştırmak...

Porno izleyerek mastürbasyon yapan erkekler böylelikle cinsel zevk alma yolunu kolaylaştırmış ve verimli hale getirmiş oluyor. Sekse ihtiyaç duydukları her an çok fazla çaba ve enerji sarf etmedikleri için bu yola başvuruyorlar.

 


 

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol