TÜKENMİŞLİK

Tükenmişlik sendromu Kendini tekrarlayan mesleklerde oldukça sık rastla... “Geçmiş olan dünden hiç yâd etme, yarın da gelmemişken feryat etme, düşünme geleceği de geçmişi de, şimdi şen ol da yaşamı berbat etme…” Ömer Hayyam “Kendinizi sürekli yorgun, halsiz, bitkin ve tükenmiş mi hissediyorsunuz?”, “Artık canınız sevişmek veya seks yapmak istemiyor mu?”, “Yaşam enerjinizin hızla tükendiğini mi fark ettiniz?”, “Belli bir nedeni olmaksızın kendinizi huzursuz, sabırsız ve mutsuz mu hissediyorsunuz?”, “Üzerinizde çok yoğun bir baskı olduğunu mu düşünüyorsunuz?” Tüm bu sorulara “Evet!” yanıtı veriyorsanız tükenmişlik sendromu yaşıyor olabilirsiniz… Kendini tekrarlayan mesleklerde oldukça sık rastlanan tükenmişlik sendromu, daha çok yoğun çalışan, az dinlenen, tüm yaşam enerjisini iş hayatına aktaran, başka alanlarda duygusal ve bedensel beslenmeyi göz ardı eden, sosyal yaşamı güçlü olmayan, kendine vakit ayırmayan, aşırı hırslı ve başarı odaklı kişilerde görülen oldukça rahatsız edici bir durumdur. İş kaybından aile içi ilişki sorunlarına, psikosomatik hastalıklardan alkol, madde veya sigara kullanımına, uykusuzluk ve depresyon gibi ruhsal hastalıklardan cinsel sorunlara kadar uzanan çok çeşitli ciddi durumlara zemin hazırlayan tükenmişlik sendromu; - Yaşam enerjisinde azalma, yorgunluk ve bitkinlik, - Cinsel isteksizlik, - Unutkanlık, dikkat eksikliği, algılama eksikliği, öğrenme ve ezberleme zorlukları gibi konsantrasyon ve motivasyon eksiklikleri, - Diğerlerine karşı negatif tutum takınma, - Aktif olarak diğerlerinden geri çekilme ve yalnızlaşma, - İşe geç gelme veya işi bırakma, - Hayal kırıklığı ve ümitsizlik, - Tahammülsüzlük, kronik sinirlilik hali ve çabuk öfkelenme, - Huzursuzluk, umursamazlık ve sabırsızlık, - Yetersizlik ve değersizlik algısı, - Boşluk ve anlamsızlık hissi, - Baş, boyun, bel ve sırt ağrıları gibi psikosomatik belirtiler ile kendini gösterebiliyor. Tükenmişlik sendromu, yaşam enerjisinde tükenme halidir! “Yaşam enerjisinde tükenme hâli” olarak tanımlanabilen tükenmişlik sendromu; insanın tüm yaşamına yayılabilen ruhsal ve duygusal bir durumdur. İnsanın doğasına uygun yaşamayı reddedip, çok büyük idealler ve hedeflerle temel insani ihtiyaçları arasında sıkışıp kaldığında, kendine, ruhuna ve bedenine kötü davrandığında veya bir şekilde kendine yalan söylediği durumlarda ortaya çıkabiliyor. Sıklıkla depresyonla karıştırılıyor Ruhsal bir bozukluk veya bir hastalık olarak görülmemesi gereken tükenmişlik sendromu, sıklıkla depresyonla karıştırılıyor. Ancak depresyondan farklı olarak tükenmişlik sendromunda, kişi yaşadığı ortamdan uzaklaşıp farklı bir ortama geçtiğinde duygulanımı kolaylıkla değişebiliyor ve sıkıntıya düşen yaşamsal fonksiyonları normale dönebiliyor. Hayatla kavga etmeyin, keyifle yaşayın Tükenmişlik sendromuna yakalanmamak için kişi, kendisine ve yaşamına pozitif bakmalı, öncelikle ruhunu beslemeli, stres oluşturan durumlardan uzaklaşmalı ve her ne yapıyorsa yapsın yaşamdan keyif almayı öncelikli olarak görmelidir. Sevilmek, değerli olmak, önemsenmek, dinlenmek, spor yapmak, seyahat etmek ve hafta sonu tatili gibi değişiklikler yapmak, dostlarla keyifli vakitler geçirmek, sevişmek, düzenli beslenmek, destekleyici vitaminler kullanmak gibi ruhsal ve bedensel ihtiyaçlarını karşılamayı kişi asla ihmal etmeden, yaşamla kavga halinde olmadan, sosyal ilişkilerini canlı tutmalı ve hayatını keyifle yaşamalıdır. Ayrıca kişi kendi hayatına dışarıdan bakmayı öğrenmeli, yaptıklarının hangilerini eleyebileceğine ve hangi işleri devredebileceğine karar vermelidir. “Ne kadar az insan, ne kadar az eşya o kadar huzur ve mutluluk!” felsefesiyle kişi yüklerinden kurtulmalı, hem kendisinden hem de başkalarından olan beklentilerini en aza indirmelidir. Bunların işe yaramaması durumunda kişi psikoterapiye başvurulabilir. Bahar yorgunluğu cinsel isteksizliğe neden oluyor! Baharın yavaş yavaş etkisini gösterdiği bugünlerde... 02.04.2013Baharın gelmesiyle birlikte belirtilerini göstermeye başlayan bahar yorgunluğu, mevsimsel problemlerden biri. İş yaşamından aile yaşamına, cinsel sağlıktan ilişki çatışmalarına kadar insan hayatını her yönüyle etkileyen bir durum. Enerji azlığı, halsizlik, vücutta kırıklık, cinsel isteksizlik, güçsüzlük, uykusuzluk, baş ağrıları, genel bir yorgunluk ve bitkinlik hali gibi belirtiler hem iş performansının düşmesine hem kişinin hayat kalitesinin bozulmasına hem de cinsel yaşamda sorunlara sebep olabiliyor. Baharın yavaş yavaş etkisini gösterdiği bugünlerde sinsice yaklaşan bir tehdit yatak odalarını vurabiliyor. Çünkü “bahar yorgunluğu” olarak bilinen bu durum, cinsel isteksizliğe yol açabiliyor, aile, evlilik ve çift ilişkilerini olumsuz etkileyebiliyor. Havada elektrik yükü artıyor... İlkbaharla birlikte havadaki elektrik yükü artıyor. Baharla birlikte birçok kişide bahar yorgunluğu olarak bilinen birtakım değişimlerin baş gösteriyor. Doğayla iç içe olan yerleşim yerlerinde havadaki pozitif iyonların artması insana zindelik verebilirken, İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Eskişehir, İzmit, Konya gibi büyük şehirlerde yoğun olan negatif iyonlar, cinsel isteksizliğe, gerginliğe, duygusal iniş çıkışlara, uykusuzluğa, iştahsızlığa, eklem ağrılarına ve yorgunluğa yol açabiliyor. Cinselliği tehdit edebiliyor Hava ve mevsim değişiminin insan biyoritmini olumsuz etkilediği bilimsel bir gerçektir. Bu dönemde yeterli uyku alındığı halde gün içinde yorgunluk hissi yaşanabiliyor. Bahar yorgunluğunun nedeni, kış şartlarına uyum sağlayan vücudun, baharda havanın ısınmasıyla birlikte başlayan sürece uyum sağlayamaması. Bahar stresine giren bünye, ihtiyaçlarını ve enerjisini kontrol edememenin getirdiği bir kaygı içine girebiliyor. Bu kaygıyla beden, yoğun enerji gerektiren cinsel aktiviteleri erteleyebiliyor. Cinsel isteksizliğin önüne geçmek mümkün mü? Hemen her bireyin başına gelmesi muhtemel olan bahar yorgunluğunun ve beraberindeki cinsel isteksizliğin önüne geçmek mümkün mü? Bahar yorgunluğundan kurtulabilmek için yapılması gereken en önemli şey spordur. Birtakım basit önlemlerle bu süreç atlatılabiliyor. Bol sebze ve sıvı alın! Şikâyetlerin üstesinden gelebilmenin ilk şartı, bol sebze meyve ve su tüketimidir. Günde 5–6 porsiyon sebze-meyve yiyin. Açık havada yürüyüş yapın ve bol bol güneşten faydalanın. Isınan havanın etkisiyle vücudun su kaybı yaşayacağını unutmayarak, günde en az 3 litre su içmeyi ihmal etmeyin. Cinsel isteksizlikle mücadele için spor yapın! Sabahları aç karnına en az 5 dakika yürüyün ve 10–15 dakika aç karnına jimnastik yapın. Bu size zindelik sağlar. Yeşil çay için. A, B, C ve E vitaminleri, potasyum, selenyum ve omega 3 kullanın. Sentetik değil, pamuklu kumaştan üretilen kıyafetleri tercih edin. Her gün akşam ya da sabah duş alın. Bağırsak sistemini güçlendirdiği bilinen probiyotik ya da prebiyotik içeren yiyecek ve içecekleri bolca tüketin. İlkbaharda meydana gelen cinsel isteksizlik ve yorgunluk ile mücadelede spor aktivitelerinin faydası tartışılmaz. Bunun yanında bulunduğunuz ortamın iyi aydınlatılmasına ve bol oksijen için havalandırılmasına dikkat edin. Cinsel terapiste başvurmaktan çekinmeyin! Meditasyon, yoga, nefes ve gevşeme egzersizleri gibi keyif veren her türlü etkinliğin gerçekleştirilmeye çalışılması, alkol ve sigara tüketiminin azaltılması bu süreçte çok önemli. Hoşlandığınız insanlarla vakit geçirin. Doğa ile baş başa olabileceğiniz yerleri tercih edin. Bahçe işleriyle ilgilenin. Ancak tüm bu önlemlere rağmen cinsel isteksizlik halinizde bir değişiklik yoksa mutlaka bir cinsel terapiste başvurmaktan çekinmeyin.
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol